17 Şubat 2008 Pazar

THAI güncesi


Hiç takip ettiğiniz başka bloglar varmı?? Şöyle derinden derinden duygularını, yaşadıklarını, sevinçlerini, üzüntülerini anlatan bloglar? Orada yazılanların kişinin o günkü duygularına göre nasıl değişim gösterdiklerini de izliyebiliyormusunuz? Hoş bence, bir şeylere ortak edilmek ortak olabilmek. Bir de haftanın 7 günü ayrı yazı yazabilenler var, takdir edilecek bir azim ve çaba. Yani ben de 3 aydır Tayland’ı anlatmaya başlayacağım ama bir türlü nereden girsem, nasıl konsantre olsam diye düşünmeme rağmen bir türlü başaramıyorum. Aslında işlerin yoğunluğu da etkiliyor bunu.
Tayland tek başıma çıktığım ilk yolculuk oldu.. bundan sonra denermiyim bilmiyorum.. ama biraz sıkıldığımı itiraf ederim.. her şey yine de işte kişinin o zamanki moraline bağlı. Bu seferki yolculukta günlük tutayım ve dönüşte yazacaklarım daha kolay toparlanır diye düşünüp yol boyunca birşeyler karalamıştım... şimdi onları okudum, galiba yazmak diğerlerine göre daha kolay olacak...

Bangkok’a gidenlerin kalabilecekleri ya da görecekleri yer olarak istisnasız tek bir bir yer var, Khao San Road. Aslında burası avrupalı sırt çantalı turistlerin tercih ettiği bir bölge. Ancak zamanla meşhurlaşmış, konaklama ve de yemek için ideal bir konuma gelmiş. Her keseye her bütçeye uygun konaklama mevcut. Çevredeki diğer otel ve guest hous ları gezebildiğim için istisnasız olarak size tevsiye edebileceğim tek yer burası;
New Siam Guest House. Yakın çevrede değişik bütçelere hitap eden bu oteller zincirinin ortak yanı, konum olarak gitmeniz şart olan Budist tapınakları, Kraliyet Sarayı gibi yerlere de yürüme mesafesinde olması. Nehire çok yakın, zira ulaşım için zaman zaman nehiri de kullanmanız gerekiyor. Şehir merkezinde hem metro hem de yolların üstünden giden bir metro sistemleri (Sky Train) var, ancak Khao San yakınlarına henüz gelmiyor. Ulaşım için bir diğer seçenek de tuk tuk lar.. Tuk tuk şöförleri dışarıda bulunduğunuz her saniye sizi “tuk tuk sööööör, tuk tuk??” diyerek taciz edecekleridir. Bir de "masaaajj söööör masaj" var ki, evlere şenlik!!Yurdum insanı olarak ilk bir, iki hadi hadi üç talepe dayanabilecek seviyedeyiz,
ancak bundan sonrası için yurdumuzdaki davranış biçimini burada göstermemeye gayret edelim. Çok daha basit ve herkesin anlayabileceği bir dil olan gülümsemenizi kullanın, önce kulaklarınıza kadar uzayan bir gülümseyiş ile en şirin halinizi takınıp “no thank you” deyin. Bakın ne kadar kolay değilmi??, üstelik etkisi sizi de şaşırtacaktır. Keşke her yerde bu şekilde davranabilsek. Zaten Tayland’a gidince insanların gülümsemeleri dikkatinizi çekecektir. Bu ülkeye gülümseyen insanların ülkesi de denmektedir.
Şehrin orjinal adı ilginç ve ilginç olduğu kadar da biraz uzun “Krung Thep Mahanakhon Amon Rattanakosin Mahinthara Yuthaya Mahadilok Phop Noppharat Ratchathani Burirom Udomratchaniwet Mahasathan Amon Piman Awatan Sathit Sakkathattiya Witsanukam Prasit”. Anlamı ise çok karışık, yani işin içine tanrıları sokmuşlar, süslemişler de süslemişler, tarihsel geçmişini katmışlar vs vs, kimin aklına hizmet bu kadar uzun bir isim verilmiş ki?? Tercüme etmesi bile yeterince ızdırap, zaten o yüzden olsa gerek Bangkok deyivermişler. Nostalji takıntısı olanlar için de kısaca “Krung Thep” kullanılıyor.

Khao San civarında gitmeniz gereken yerler; Ulusal müze, Kraliyet Sarayı, Wat Phra Kaeo, Wat Pho, Wat Arun olmazsa olmazlar listesinde. Wat Arun nehrin diğer yakasında bulunuyor, güneş batışında güzel görüntü verdiğini bilen ve bunun için bir kaç yer haricinde fotoğraflamaya uygun yer olmadığını fark eden Thai’ler buralardan fotoğraf çekebilmeniz için para istiyorlar, aklınızda olsun.

Eğer hafta sonuna denk gelirseniz sadece hafta sonları (Cumartesi ve Pazar) kurulan Hafta Sonu Pazarı’na (Chatuchak) muhakkak gidin. Burası sky train ya da otobüs ile gideceğiniz bir mesafede, kaldığınız otele nasıl gidebileceğinizi sorun, en yakın otobüs durağı ve otobüs numarasını vereceklerdir. Buraya geçirebileceğinizi düşündüğünüz zamanın iki hatta üç katını ayırın !!!
16. yüzyılda Bangkok’dan önceki başkenti olan Ayuthaya’ya günü birlik bir tura katılın. Taylanda’daki her türlü tur, ulaşım için sizi otelinizden gelip aldıklarını unutmayın. Zaten her otelde her türlü atraksiyon için bir ilgili büro var otellerde. Ayuthaya turu benim için 5 yıldızlı bir tur oldu. Ayuthaya’ya kadar klimalı otobüsler ile yolculuk ediyorsunuz. Ayuthaya’dan önce Kral’ın yazlık sarayına uğruyorsunuz. Ayuthaya dönüşü ise nehirden yine klimalı bir nehir teknesi ile oluyor. Benim için eşsiz lezzetteki Thai yemeklerini tadabileceğiniz açık büfe yemek de dahil.

Tayland’daki yemek konusu, benim gibi uzak doğu tatlarını sevenler için güzel bir lezzetler merkezi. Bu konuyu ise ayrı bir yazı konusu olarak işlemek istiyorum.
Yine birçok yerden duyabileceğiniz ve hatta fotoğraflarını görmüş olduğunuz bir diğer yer ise, kanal market ya da yüzer çarşıdır. Burada küçük bir püf noktası var. Görülmesi gereken yüzer çarşı Damnoen Saduak’tadır. Bazı uyanık tur firmaları sizi Bangkok içersindeki yarı turistik yüzer çarşısına götürürler. Dediğim gibi gidilmesi gereken yer Damnoen Saduak’da dır, yani Bangkok’dan 75 km ötede. Gerçekten buraya gittiğinizi eğer sizi sabahın 4,30 da otelden almaya gelirler ise anlarsınız. Ben ne yazık ki burayı göremedim, artık bir başka sefere.
Yukarıda anlattıklarım Bangkok’un tarihsel dokusu idi. Bir de modern yüzü var Bangkok’un. Bunun için Silom, Sathon, Siam, New Pethburi bölgelerine gideceksiniz. Buralara Sky Train gidiyor, durak isimleri de heryerde yazıyor. Bu isimleri gördüğünüz yerde inin. Modern alışveriş merkezleri ile yurdum market özlemini gidermek isteyenler için uygun kompirme tablet misali yerler. Aklınızda kalması bakımında MBK, Siam Discovery Center, Nara ve World Trade Center bunlardan birkaçı. MBK ve Siam’ı tavsiye ederim. Cep telefonu ve yazılım meraklıları, MBK’en üst katlarını görmeden geçmeyin.
Gece hayatı, gogo barları, ilginç ötesi gösteriler sunan özel barları, gece marketi, için ünü kendini aşan Patpong’a gideceksiniz. Silom Caddesinin hemen arkasındaki birbirine paralel iki küçük sokaktır. Varsa bir bilen ile dolaşın burasını, cüzdanınıza dikkat edin, girişi sokakta olup kendisi üst katta olan barlar ilginç ötesi gösteri yerleridir. Yanınızda kız arkadaşınızın olması size sırnaşanları ve davetleri engelleyici bir unsur değildir.
Bangkok’un dışına çıkmak ve tropikal adalarda tatil yapmak isteyenler için bence en güzel yerlerden biri de Tayland körfezindeki Tao, Pha Ngan ve Samui adalarıdır. Samui adası “Full Moon Party” leri ile ünlü. Dolunay partileri her ayın dolunay gecesi adanın güzel bir koyundaki kumsalda yapılan bir çılgın gecedir. Özellikle bu partilere katılmak için gününü ayarlayıp gelen onlarca sırtçantalı avrupalı turist buraları adeta işgel eder. Eğer tarihi denk geliyorsa yanınıza matınızı ve uyku tulumunuzu alıp bir göz atın. Yok eğer “bu partiler beni aşar, ben sakinlik arıyorum” diyorsanız o zaman adanın diğer köşelerinde sakin yerler de var. Benim tavsiyem ise Tao adası. Dalgıçlık merakı olanlar için ise köpekbalığı dalışları da olan bir akvaryum. Leonardo Di Caprio'nun "Kumsal'da" filmini hatırlayanlar olacaktır. İşte o filim bu adadaki kumsallarda çekilmiş geçekte, ancak buradan esinlenerek oluşturulan Full Moon partileri ise Samui'de yapılıyor

Tayland gerçekte buradaki satırlara sığmayacak kadar geniş ve renkli bir kültür dokusuna sahip. Ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgelerinden adalarındaki yaşama kadar geniş bir çeşitlilik söz konusu. Ne yazık ki Tayland denince aklımıza Uzak Doğu’nun bu gizemli ülkesindeki cinsellik ile ilgili konular, hikayeler gelir ve insanların size müstehzi gülümsemeleri ile karşılaşırsınız, ama gerçek aslında bunda çok uzaktır. Bu ülkenin sadece Pattaya’dan ya da Patpong’dan ibaret olduğunu düşünmek ve buradaki yozlaşmayı tüm ülkeye mâl etmek önyargıdan başka birşey değildir.

Bangkok un bir diğer avantajı da, buradan çerve ülkelere erişmenin çok daha kolay ve ekonomik olması. Genelde Avrupalı gezginciler burayı bir başlangıç noktası olarak kullanıyorlar. Taylandlılar şunu der; “buraya ilk defa gelen birisi, bir daha gelir”. Gelinir gerçekten.

Hayallerinizi ertelemeyin,

Ali Akyol


Diğer yazılarımda bahsettiğim yerler ve diğer yerler için geniş bir resim arşivi ise aşağıdaki linkde;

www.antrak.org.tr/~ta2ax